ÖZET: Katılanın, kendiliğinden sanığın bekar olarak kaldığı eve gelmesi, olay öncesinde de cinsel ilişki boyutuna varmayan yakınlaşmalarının olması gibi olguların varlığı, cinsel ilişkinin de rızaya dayalı olduğuna delalet etmez. Diğer taraftan, olaydan sonraki gün alınan rapordaki tespitler ve sanığın evinde yapılan aramada elde edilen, olay sırasında sanık ve katılanın yattığı yatakta serili olduğu anlaşılan çarşaftaki kan lekesinin DNA profili ile katılandan alınan kan örneğinin DNA profilinin birbiriyle uyumlu olması, olaydan hemen sonra katılanla uzun süre beraber olan ve katılanın içinde bulunduğu durumu yakından gözlemleme olanağına sahip bulunan tanıkların anlatımları, katılanın beyanlarını, dolayısıyla ırza geçmenin zorla olduğunu doğrulamakta, buna karşın aşamalarda esaslı değişiklikler gösteren ve dosyadaki kanıtlarla da örtüşmeyen sanığın savunmalarını çürütmektedir.
(5237 S. K. m. 102)
T.C YARGITAY .Ceza Genel Kurulu Esas: 2010/ 5-176 Karar: 2010 / 226 Karar Tarihi: 09.11.2010
ÖZET: Katılanın, kendiliğinden sanığın bekar olarak kaldığı eve gelmesi, olay öncesinde de cinsel ilişki boyutuna varmayan yakınlaşmalarının olması gibi olguların varlığı, cinsel ilişkinin de rızaya dayalı olduğuna delalet etmez. Diğer taraftan, olaydan sonraki gün alınan rapordaki tespitler ve sanığın evinde yapılan aramada elde edilen, olay sırasında sanık ve katılanın yattığı yatakta serili olduğu anlaşılan çarşaftaki kan lekesinin DNA profili ile katılandan alınan kan örneğinin DNA profilinin birbiriyle uyumlu olması, olaydan hemen sonra katılanla uzun süre beraber olan ve katılanın içinde bulunduğu durumu yakından gözlemleme olanağına sahip bulunan tanıkların anlatımları, katılanın beyanlarını, dolayısıyla ırza geçmenin zorla olduğunu doğrulamakta, buna karşın aşamalarda esaslı değişiklikler gösteren ve dosyadaki kanıtlarla da örtüşmeyen sanığın savunmalarını çürütmektedir.
(5237 S. K. m. 102)
Dava: Nitelikli cinsel saldırı suçundan, sanık O. E. Ö.'ın beraatine ilişkin, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 04.05.2006 gün ve 337-118 sayılı hüküm, o yer C. savcısı ve atılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 07.04.2008 gün ve 13587-3333 sayı ile;
Oluşa, dosya kapsamına, mağdurenin tüm aşamalardaki sanığın zorla ırzına geçtiği yönündeki istikrarlı anlatımlarına, iddiasını doğrulayan tanık beyanlarına, mağdurenin muayenesi ile olay yerinden alınan çarşafta bulunan lekelerin incelenmesi sonucu verilen Adli Tıp Kurumu raporlarında kızlığında taze yırtık olduğunun, vücudunda zora ilişkin darp cebir izi bulunduğunun ve çarşafta elde edilen kanın DNA'sı ile uyumlu olduğunun belirtilmesine, sanığa ait doktor raporunda ise; mağdurenin mukavemet ettiğini gösteren bulguların yer almasına, açıklanan maddi delillerin sanığın savunmasının aksine iddiayı doğrulamasına, dosyaya sanık yakınlarınca sunulan 31.08.2005 tarihli bant kaydı ile çözümüne nazaran, sanığın cebir ve şiddet kullanarak mağdureye cinsel saldırıda bulunduğu sabit olduğu halde oluşa uygun düşmeyen gerekçelere dayanılarak yazılı şekilde beraet hükmü kurulması isabetsizliğinden, Daire Başkanı H. C. ve Daire Üyesi M. E.i'nin karşı oylarıyla, oyçokluğuyla bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise 12.05.2009 gün ve 212-166 sayı ile;
Gerek savunma, gerekse katılanın ifadeleri ve dosyadaki tüm tanıkların beyanlarına göre; olaydan sekiz ay öncesine kadar sanıkla yaşına göre yetişkin katılanın birbirleri ile yakınlık duyup seviştikleri ve bu bağlantıların giderek yoğunlaştığı ve bu itibarla katılanın sık sık sanığın oturduğu eve giderek fiilen beraber yaşadıkları, ancak olaydan bir süre önce sanığın başka biriyle ilişkisi olduğu duyumundan dolayı katılanın bundan alınarak kıskançlık belirtileri göstermesine rağmen sanıkla olan ilişkisini kesmeyerek devam ettirdiği, nitekim olaydan önce sanığı aradığı ve arkasından sanığın evine geldiği bu sırada sanığın evinden öteden beri sanıkla birlikte tanıdıkları bir arkadaşı ile sanığın tanıdığı Kayseriden gelen diğer iki arkadaşının da evde olduğu, geç saatlerde gelen katılanın bir süre sohbet ettikten sonra belirtilen evdeki üç misafirin yanından ayrılıp sanıkla yatak odasına geçtikleri ve burada sevişmeye devam ettikleri, bu sırada aşırıya kaçarak cinsel ilişkide bulundukları anlaşılmaktadır. Katılanın bu ilişkinin zora dayalı olduğuna dair iddiası, dayanıklı ve inandırıcı görülmemiştir. İlişki aşamasına kadar olan safahat hatta bir ara prezervatif kullanılması için aralarındaki konuşma ve bundan sonra geçen süreç rızanın varlığını doğrulamaktadır. Birisi sanıkla ortak arkadaşları, diğer ikisi de sanığın arkadaşları olmak üzere evde sanıktan başka üç kişi daha vardır. Bu kişilerin herhangi bir fiilleri tarif edilmemiş ve sadece misafir kaldıkları anlaşılmıştır. Bu üç kişi dinlenmiştir. Katılanın zora dayalı iddiasına ilişkin hiçbir bilgilerinin olmadığını aksine her şeyin rızaya dayalı olarak gerçekleştiğini belirtmişlerdir.
Hatta dinlenen bir grup tanıklar olaydan önceki uzunca bir safhada katılanın çoğunlukla sanığın evine gidip, onunla fiilen birçok defa birlikte kaldığını, bu arada mutfağı paylaştıklarını, aynı yatak odasında kaldıklarını açıklamışlardır gerekçesiyle ilk hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de katılan vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C. Başsavcılığının 19.07.2010 günü ve 190274 sayılı bozma istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Nitelikli cinsel saldırı suçundan sanık O. E. Ö.'ın yerel mahkemece beraatine karar verilen somut olayda, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığın atılı nitelikli cinsel saldırı suçunu işleyip işlemediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Katılanın 20.08.2005 tarihinde dilekçe ile Ankara C. Başsavcılığına başvurarak sanıktan şikayetçi olması üzerine sevkedildiği Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 20.08.2005 gün ve 32068 sayılı raporda; hymende saat kadranına göre 4 hizasında kaideye kadar inen taze bir yırtığın bulunduğu, hymen etrafında hiperemik alan ve hassasiyet mevcut olduğu, sağ yanakta 2 cm çapında ekimoz, sol yanakta hassasiyet, sağ kol içyüzde, sol kol içyüzde 1-2 cm çapında ekimoz, boynun ön tarafında subjektif ağrı, olaydan iki gün sonra yakalanan sanığın 22.08.2005 gün ve 32333 sayılı adli raporunda ise; sol pektoral bölgede, sol kolda 2-3 gün öncesine ait olması olası sıyrıklar bulunduğu, sanığın evinde yapılan aramada ele geçen ve mağdure tarafından olay sırasında sanığın kendisine cinsel saldırı fiilini gerçekleştirdiği yatakta serili olduğu belirtilen ve üzerinde kan lekeleri bulunan çarşaf üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 06.09.2005 gün ve 545 sayılı raporda da; çarşaf üzerindeki kan lekesindeki DNA profili ile katılanın kanından elde edilen DNA profilinin uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Katılan B. A. 20.08.2005 tarihinde savcılıkta; Dün gece yarısına doğru Tunus Caddesindeki Truva isimli eğlence yerine gittim, beş kişi orda eğlendik saat 04.00 sıralarında bulunduğumuz yerden çıktık, ancak o saatte araç olmadığı için bir de kahve içmeye davet ettikleri için Ümitköy'e arabayla giden C. ve A. isimli arkadaşlarım beni kendi isteğim üzerine O. E. Ö.ın evine bıraktılar. Kendisi benim Başkent Üniversitesinden arkadaşım olur, bulunduğu evde bekar kalmaktadır. Yarın Kayseri' ye gideceği için bir daha görüşemeyiz diye konuşmak amacı ile evine gitmeye karar vermiştim, kapıyı çaldım kendisi açtı. Daha önce cep telefonu ile geleceğimi bildirdiğim için beni bekliyordu. Kahve yapıp beraberce içtik, sohbet ederken beni öpmek istedi, ben kabul etmeyince bu sefer kollarımdan tutarak beni içerdeki odaya yatağa götürdü. Orada zorla prezervatif takarak ırzıma geçti. Kız olduğum için az miktarda kan çarşafa bulaştı. Bu arada bacaklarımda kan içinde kaldı. Daha sonra bana seni eve bırakayım dedi, beni arabasıyla saat 05.00 sıralarında evime bıraktı. 10 dakika sonrada bana mesaj çekerek bıktım senden yolun açık olsun gibi şeyler yazmış. Ben de sinirden bu mesajları sildim, daha sonra en yakın arkadaşım olan C.'e durumu anlattım. O da E.'ı çağırıp güzel güzel konuşalım dedi. Kendisi geleceğini söylediği halde bu saate kadar gelmediği için bende dilekçe yazarak hakkında şikayetçi oldum. Bana zorla tecavüz eden sanıktan şikayetçiyim gerekli yasal işlemin yapılmasını istiyorum, ayrıca muayene için doktora sevkimi istiyorum, 02.09.2005 tarihinde C. Savcılığında tekrar alınan ifadesinde; olay günü tanık H.'ı hiç görmedim. M. S. isimli şahsı da E.'a gittiğim zaman gördüm ve sadece merhabalaştık. Çıkarken de kendisini görmedim. Şüpheli E.'ın ifadeleri ise yalanlarla doludur. E.'a hiçbir şekilde küfürlü konuşmadım. E.'la daha önceden ilişkiye girdiğimiz hususu da yalandır. Kendisi olay günü beni öpmek isteyip de ben karşı koyunca bir yandan ağzımı kapattı ve güçlü biri olduğu için bir yandan da kollarımı diğer eliyle tuttu, bağıramadım. Hatta bağırdım ancak sesim çıkmadı. O kadar çok ağzımı kapatmak için baskı yaptı ki üç gün boyunca çenem ve boynum ağrıdı. Olayın şokuyla tepkisiz bir hale geldim, sadece ağlıyordum. Ne zaman kendime geldim ondan sonra C. isimli arkadaşımı arayarak olayı anlattım ve şikayetçi oldum, mahkemede; Sanık ile aynı üniversitede okuyoruz, aramızda duygusal yakınlık oldu, daha sonra 2005 yılının Mart aylarında duygusal ilişkimizi bitirip sadece arkadaş kalmaya karar verdik. Bir gün arkadaşım E. bana mesaj çekti ve evde kimsenin olmadığını gelip onda kalmamı istedi, ben de ailemden izin aldım ve E.'nın evine gittim. Oraya G. ile sanık da geldi, birlikte oturup sohbet ettik, sonra E. ile G. birbirlerinden hoşlandılar, bunun üzerine sanık siz şu odaya geçin dedi ve onlar da bir odaya girdiler, bizde salonda E.'la birlikte televizyon seyrettik, sonra E. uykum geldi dedi, o da başka bir odaya gitti. Ben de salonda yattım ve aramızda herhangi bir cinsel ilişki ya da sevişme olmadı, sabah kalkıp evden çıktık, gece ise bara gittik, orada bir tane bira içtim, hepsini de bitiremedim. Barda sabah 04.00'e kadar eğlendim, bilahare E.'la cep telefonuyla konuştuk, bana gel burada kal dedi, ben de E.'ın evine gittim. Evde G. ve 2 erkek daha vardı ancak bunlardan birisi uyuyordu birisi uyanıktı, ikisini de tanımıyorum, E. beni kolumdan tutarak nazik bir şekilde kendi yatak odasına götürdü, yaklaşık 10 dakika sohbet ettik, beni öpmeye kalkınca E.'ı tersledim, bunun üzerine eteğimi çıkarmaya kalkıştı ben engel olmak istedim, buna rağmen eteğimi çıkardı, daha sonra iç çamaşırımı yırtarak çıkardı, bunun üzerine bağırmaya başladım eliyle ağzımı kapadı, üstüme abandı, beni yatağa yatırdı. Kendisi de zaten evin içinde şortla geziyordu, onu da çıkardı ve ırzıma geçmeye başladı. Ben engel olmak istedim, henüz ırzıma geçememişti, ben bari prezervatifi getir dedim, amacım sanığın elinden bu şekilde kurtulmaktı, sanık da prezervatifi almak için odadan çıktı, çok kısa bir süre sonra tekrar geldi, prezervatifi getirmişti, onu taktı sonra tekrar mücadeleye başladık bu sırada benden kan geldiğini gördüm mücadelemiz sırasında da elim yüzüm morarmıştı, zaman zamanda bağırıyordum, ancak kimse bana yardıma gelmedi, sanık sürekli ağzımı kapatıyordu, bazen elinden kurtulup bağırdığımda oluyordu, daha sonra ben çarşafta kanı da gördüm. Daha sonra sanık benim misafirlerim gelecek dedi. Birlikte evden çıktık, yırtık iç çamaşırımı da çantama koymuştum ve pikeyi belime dolayarak oda içinde bulunan lavaboda yüzümü yıkadım. Bu arada sanık iç çamaşırın nerede diye sordu, cevap vermedim, daha sonra beni Bahçelievler'e bıraktı. E.'ya telefon ettim, o da geldi beni aldı. Bu sefer E.'nın arkadaşı U. ile E. 'in evine gittik, E., bana ne oldu diye sordu, bana bir şey sorma dedim ve orada birkaç saat uyudum. Daha sonra arkadaşım C.'e telefon açtım, C. bizim eve geldi, ona sanığın yaptıklarını anlattım, ayrıca çantama koyduğum iç çamaşırını da sanığın arabası ile Bahçelievler'e gittiğimiz sırada olsa gerek sanık çantamdan almış, çantamda bulamadım şikayetçiyim cezalandırılmasını istiyorum. Sanık ile hiçbir şekilde cinsel ilişkimiz ve sevişmemiz olmamıştı, karı koca hayatımız doğru değildir. Bazen sanığın evinde kaldığım oluyordu ancak başka arkadaşlar da oluyordu ve hiçbir şekilde bir cinsel ilişkiye girmiyorduk. Olayın şoku ile savcılıkta o şekilde ifade verdim, benim şimdi vermiş olduğum ifadem doğrudur,
Tanık Nilgün Altay duruşmada; Ben B. A.'ın annesiyim.
Sanık ile bir yıl önce tanışmış ve arkadaşlıkları vardı. Sanık zaman zaman bizim eve geliyordu, kızımla birlikte çıkıp gidiyorlardı. Ancak aradan bir zaman geçtikten sonra 2005 yılı Ocak ayından itibaren kızım E.'dan şikayet etmeye başladı. Davranışlarının değiştiğini, dik konuşmalarına muhatap kaldığını hatta başka kız arkadaşları edindiğini bundan dolayı da kendisinden ayrılmak istediğini söyledi. Nitekim E.'la görüşmüş, görüşmeleri bir süre kesildi sadece okul arkadaşı olarak görüştüler. Ancak Ağustos ayının tahminen 21 veya 22 olmuştu ki kızım psikolojik bunalıma girmiş vaziyette tedirgin bir davranış içindeydi. Bu sırada dudaklarında çizikler, boynunda darbe izleri gördüm. Sorduğumda E. isimli bir kız arkadaşıyla şakalaşıp boğuştuklarını bundan kaynaklandığını söyledi. Ancak tedirginlikleri çoğaldı telefonlar geliyordu. Nihayet gerçeği bana açıkladı. Bu izlerin kız arkadaşı ile olan şakalaşmadan değil de E.'ın kendisine cinsel saldırısından meydana geldiğini söyledi. E. onunla zorla cinsel ilişkiye girmiş kendisi istememiş, ağzını kapattığını söyledi. Olay sanığın evinde olmuş, bu zorla cinsel ilişkiye girmekten dolayı bunaldığını bunu başlangıçta açıklamak istemediğini utandığını ve nihayet açıklamak zorunda kaldığını belirtti ve hatta intihardan dahi söz etti. Bu arada bize haber gelmeden tanıdık bir avukatın aracılığı ile şikayette bulunduğunu da bildirdi. Bundan sonra haberdar oldum. Olaydan sonra sanığın dayısı evimize gelen H. isimli bir gençle biz aşiretiz, biz bu işi başka türlü çözeriz, bunun bir maddi karşılığı var biçiminde tehdit haberleri gönderdi, hatta sanığın ağabeyinin de bu sırada evimizin etrafında dolaştığını, kızımı alıp kebapçıya götürdüğünü bant kayıtları yaptığını öğrendik. Halen tehditler okulda devam ediyor. Sanığın arkadaşları tarafından tehditler kızıma yönelik olarak devam etmektedir. Sanığın tahliye olmasından sonra kızıma zarar vereceğini ve bizlere rahat vermeyecekleri yönünde duyumlarım vardır, benim kızım çok nadiren mahalle arkadaşları ile bara gidip eğlenirdi fakat sık sık gitmez, devamlı bir alışkanlığı söz konusu değildir. Kızım bana olayın vukuu bulduğu sırada sanığın evine gittiğinde diğer arkadaşlarında orada olduğu nu söylemişti hatta onlara güvenerek sanığın evine gitmiş,
Tanık E.A. C. Savcılığında; B. benim üniversitede hazırlıktan arkadaşımdır. Okulumuzdan arkadaşımız olan E. ile arkadaşlarmış. Ancak 2. dönemde B. ayrıldıklarını anlattı. Ancak yine de arkadaş olarak görüşüyorlardı. Ben de E.'ı B. aracılığıyla tanıdım. Zaman zaman tartıştıklarına şahit oldum. Ancak arkadaşlıkları normal şekilde devam ediyordu. Bu olaydan bir gece önce bizim Keçiören'deki evimizde toplandık. Evde G., E. ve B. vardı. Ailem şehir dışında olduğu için arkadaşlarımı çağırmıştım. O gece bizde kaldılar. Aslında oturmak için gelmişlerdi, ancak geç saatlere kadar oturunca alkol de aldığımız için, bizde kalmalarının uygun olduğunu düşündük. Bir ara E. B.yu kardeşimin odasına çağırdı. B. da gitti. Yaklaşık bir buçuk saat kadar biz G.'le salonda oturduk ancak sesleri geliyordu. Bize içerden uyumayın geleceğiz diyorlardı. Ancak bizim uykumuz geldiği için ben odama gidip yattım. G. de benim odamdaki kanepeye yattı. Yani biz yattığımız sırada B. ile E. hala kardeşimin odasında idiler. Kalktığımda B.'nun salonda tek başına televizyon seyrettiğini gördüm. Biraz kendisiyle sohbet ettim. O zaman yanağının sağında öpmeden dolayı meydana geldiğini anladığım bir kızarıklık vardı. Daha öncede dudağında bu tür kızarıklar ve şişlikler olduğunu görüyordum. Ben kendisine yanağındaki kızarıklığı sordum, o da gidip aynaya baktı, nasıl oldu anlamadım diyerek sinirlendi, E.'ın yapmış olduğunu söyledi. Buz koyduk. E. bir müddet sonra yanımıza geldi. B. E.'a yanağını gösterdi, E. da şaka yollu ne güzel benden sana hatıra kalmış olsun gibi bir şey söyledi. Ben daha sonra annemlerin odasına giderek yattım. Kalktığım zaman G. ile E. gitmişti. B.'nun yanağından başka herhangi bir yerinde ve kollarında kızarıklık ve morluk görmedim. O gün B. ile birlikteydik. Akşam da Tunus Caddesindeki bir cafeye gittik. Ancak oraya gitmeden önce B.'ların evine gitmiştik. G. de B.'ların karşı binasında oturduğu için E.'ın arabasını gördük. Onun üzerine cep telefonu ile kendilerini aradık aşağı indiler. Bara gideceğimizi söyledik, onlar da saat kaç olursa olsun bizi arayın arabayla ister evinize bırakırız isterseniz bize gelirsiniz dediler Bu olaylardan sonra bara gittik, orada iken B.'nun C. isimli arkadaşının bulunduğu bir grup geldi. Bu arada benim okuldan arkadaşlarımda bir grup halinde gelmişlerdi, B.'ya arkadaşlarımın yanına gideceğimi söyledim orda bu şekilde ayrıldık. Saat 01.30 sıralarında bardan ayrıldığımda B. ve arkadaşları hala orda oturuyorlardı. Saat 03.00 sıralarında B. beni cep telefonumdan aradı, G. seni aradı mı G.'in yanına gidecek misin diye sordu. Ben de gitmeyeceğimi söyledim. Sonra telefonları kapattık. Yaklaşık bir buçuk saat sonra ben B.'yu aradım, ne yaptın E.'lara gittin mi neredesin diye sordum. Bana sadece yok bir şey dedi. Ne yapıyorsun diye sordum bana beni yalnız bıraktın hiç iyi olmadı dedi, sesi çok kötü geliyordu. Başka cevap vermedi ve kapattı. Durumu yanımdaki arkadaşlarıma anlattım onlar da bir daha arayıp soralım dediler. Tekrar kendisini arayarak nerede olduğunu sordum Bahçelievler 7. Caddenin sonundaki petrol istasyonunda olduğunu Söyledi. Yalnız mısın seni alalım dedim o da kabul etti. U. isimli arkadaşımın arabasıyla Bahçelievler son durağına gittik. Kendisi tek başına gezinir vaziyette bizi bekliyordu. Kendisini aldık o sırada ne E.' ı ne de E.'ın arabasını görmedim. O ana kadar E.'a gittiğini de bilmiyordum. Arabaya bindiğinde ne olduğunu sormamla ağlaması bir oldu. Yüzü dudakları şiş içindeydi. O zaman daha önce de ağladığını anladım, bana hiçbir şey sormayın dedi. U.'nun evine gittik beni biraz yalnız bırakır mısınız dedi odaya çekildi. Odadan daha sonra B.'nun ağlama sesleri geldi. Ben yanına gittim, bana hiç bir şey sorma hiç bir şey anlatamam dedi. Bir müddet sonra yüzünü yıkadı yanımıza geldi. Bana sadece ben E.'la bir daha görüşmeyeceğim sen de görüşme selam bile verme dedi. Daha sonra uyudu. Sabah 06.00 sıralarında benden C.'i aramak için telefonumu istedi. Bu arada E.'da bana mesaj çekti, B. gözünü seveyim konuş B.'yla iyice kötülendi git gide dengesizleşiyor bıktım ben artık diye yazmış. Hatta mesaj hala durmaktadır, (cep telefonu incelendiğinde doğru olduğu anlaşılmış) Ben bu mesajı B.'ya da gösterdim, inanma buna dedi. Yukarda belirttiğim gibi C.'i aradı. o sırada ben uyumuştum. Kalktığımda B. evine gideceğini söyledi. Evde bulunan E. isimli arkadaşımın arabasıyla B.'yu evine bıraktık, duruşmada:
gece bara gittik, orada eğlendik. Sonra ben başka arkadaş grubuna takılıp bardan ayrıldım, mağdure barda kalmıştı. Sonra sabah beni cep telefonundan aradı ben Bahçelievler'deki benzinlikteyim gel beni al dedi, arkadaşım E. ile birlikte gidip B.'yu aldık ve U.'nun evine gittik. B.'nun eli yüzü şişti morluklar vardı, perişan halde idi saçı başı dağınıktı, ne oldu dedim bana bir şey sorma dedi, sonra içeri odaya gitti, birkaç saat yattı. Bilahare de ben evime gideceğim dedi ve evine gittik. Bizim evdeyken sabah kalktığımda mağdurenin yanağında bir takım sevişmeden mütevellit oluşmuş morluklar gördüm bunlar ne diye sordum, bozuldu bilmiyorum dedi. Aynaya baktı, sinirlendi, bu sırada E. 'da kalkmıştı bu benden sana bir hatıra olsun dedi ve morluğun geçmesi için yanağına buz koyduk, mağdurenin başka herhangi bir yerinde şişlik morluk ve bir darp izi görmedim,
C. Kayral C. Savcılığı ve duruşmada birbiriyle uyumlu olarak; B. benim dershaneden arkadaşım, E. ise B.'nun eskiden çıktığı erkek arkadaşı idi daha sonradan ayrıldılar ama yine arkadaş olarak görüşüyorlardı, olay günü gecesi B., H., E. Tunus Caddesindeki bir cafede oturduklarını söylediler, bunun üzerine bende bunların yanına gittim. Gece 03.00'e kadar burada oturduk, daha sonra E. isimli arkadaşımın kullandığı araba ile B.'yu E.'ın evine 03.30 sıralarında bıraktık. Bırakmadan önce kendisine ben ve E. bu saatte E.'ı n evine gitmesinin doğru olmadığını söyledik ancak o da bize E. yalnız değil yanında benim mahalleden çocukluk arkadaşım G.'de var dolayısıyla merak edilecek bir şey yok demişti. Yaklaşık 1,5 saat kadar sonra sabah saat 05.30 sıralarında B. beni aradı, E.'ın zorla kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Bunun üzerine ben öğleden sonra B.'ların evinin yanında gittim, orada B. ile buluştuk, yanımızda H.'de vardı. H.'lerin evinde n E.'ı arayıp konuştuk. B.'yu kanaması olduğu için doktora götürmemiz gerektiğini söyledik, o da ben sizi ararım dedi ancak aramadı, daha sonrada B. ile birlikte adliyeye şikayete geldik. Daha sonra E. ve ailesi ile çeşitli görüşmeler oldu doktora gidildi, doktora giderken karşı taraf yoktu,
Tanık T.G.D. C. Savcılığında; O. E. Ö. benim okuldan arkadaşım olur. Olaydan bir gün önce kendisi olayın meydana geldiği evden aynı mahalledeki ablasının evine taşınacağından yardım amacıyla akşam 22.00 sıralarında kendisi gidip arabasıyla evine götürdü. Saat 00-00 sıralarında da Kayseri'den arkadaşları olduğunu söylediği M. ve H. isimli soyadlarını bilmediğim şahıslar geldiler. Saat 02.00 sıralarında H. salonda yanımızda kanepede uyudu, üçümüz oturuyorduk konuşuyorduk. Saat 03.30 sıralarında mahallemden tanıdığım Oturduğum evin karşısındaki apartmanda oturan B. isimli soyadını bilmediğim arkadaşım geldi. B.'nun Önceden 4 ay kadar şüpheli E.'la arkadaşlık yaptığını biliyorum. B. gelmeden önce E. bize B.'nun da eve geleceğini arkadaşlarının kendisini bırakacağını söyledi. B. içeri girip H.'ı uyur şekilde bizi de oturur şekilde görünce ayaküstü merhabalaştık, daha sonra E.'ın odasına birlikte geçtiler. Yarım saat kadar sonra M. isimli şahıs salonda, ben de içerde boş olan odada yattım, hemen uyumuşum dolayısıyla ben evde olanlardan haberdar olamadım ve uyurken de hiç bir ses duymadım. Saat 11.30 gibi E. beni uyandırdı, bana hiç bir şey söylemedi ancak B. ile tartıştıklarını B.'dan ayrıldığını söyledi, daha sonra arabasıyla evime bıraktı, duruşmada; Olaydan bir gün öncesi E.'ların evinde kaldık, benle E. bir odada kaldık, E.'la da mağdure bir odada kaldılar. Sabah kalktığımızda B.'nun yanağında morluk vardı, bu ne falan diye konuşuldu. Bunun üzerine E.'da benim kız arkadaşım belli olsun diye böyle yaptım diyerek espri yaptı ve o gün oradan ayrıldık her şey normaldi. Ertesi günü ben E.'ın evinde idim, Kayseri'den H.'la M. geldiler, biraz oturup sohbet ettik, daha sonra H. bulunduğu yerde uyuya kaldı. Ben de M.'le sohbet ettim, daha sonra B. sabaha karşı saat 03.00 sularında eve geldi, antrede merhabalaştık 5 dakika kadar sohbet ettik, M.'le B.'yu tanıştırdık. Daha sonra B. ile sanık, E.'ın odasına geçtiler, bir süre sonra M. pantolonunun E.'ın odasında Kaldığını söyleyerek benim almamı rica etti. Ben de oda kapısının önünden E.'a seslendim E. bakstır şortu ve üzerinde atlet olduğu halde bana pantolonu verdi, E.'ın üzerinde daha önce normal şortu vardı, bakstır dediğim şey iç çamaşırı olarak kullanılan giyimdir. Daha sonra ben içerde yatmaya karar verince bu sefer üstüme örtecek bir şey bulamadım tekrar E.'ın kapısına gidip seslendim, E.'da bana bir çarşaf verdi. Ancak çarşafın renkli mi beyaz mı olduğunu hatırlamıyorum, üzerime örtüp yattım, üzerinde kan izi fark etmedim. Herhangi bir yardım ve bağırma sesi duymadım, odamın kapısı açıktı herhangi bir bağırma sesi olsa idi duyardım.
E.'ların kapısını da kapalı olarak gördüm, benim yattığım oda mağdure ile sanığın yattığı odanın yanındaki değil onun yanındaki odadır,
Tanık H.S. C. Savcılığında; Olay günü Kayseri'den M.U. isimli arkadaşımla birlikte Ankara'ya bayimizden para almak için yola çıktık. Saat 24.00'e doğru Ankara'ya girdiğimizde Kayseri'den arkadaşımız olan E.'ın telefonunu aradık, o da gelin bu gece bende kalın dedi. Yalnız yaşadığı için evine gittik, evde E.'dan başka G. isimli daha önceden bir kere gördüğüm arkadaşı da vardı. Saat 01.30'a kadar sohbet ettik, ben yol yorgunu olduğum için salonda uyuya kalmışım. Saat 04.00-04.30 sıralarında uyandığımda M. sigara içiyordu. E.'ı ve arkadaşı G.'in nerede olduğunu sordum, bana E.'ın bir kız arkadaşının geldiğini ve yan odaya geçtiklerini, G.'in de diğer odada uyuduğunu söyledi. Ben de lavaboya gittim geldim, M. ile konuşurken E. ile daha önceden hiç görmediğim tanımadığım bir bayan odadan çıktılar, E. ben arkadaşımı eve bırakıp döneceğim dedi ve birlikte evden çıktılar. Bayanın halinde anormal bir durum görmedim, davranışları gayet normaldi, aramızda herhangi bir konuşma geçmedi, sadece M.'e geldiğinde tanıştıkları için el salladı ve çıktılar, duruşmada;
Gece 03.50-04.00 sularında uyandım. M. yan kanepede idi sigara içiyordu, E.'lar nerede dedim, E.'ın kız arkadaşı geldi, içeri odadalar G.'de başka bir odada uyuyor diye söyledi. Ben tekrar uyudum, ben bu arada herhangi bir bağırma sesi duymadım, hatta bir ara lavaboya da gittim. Lavabo E.'la kız arkadaşının kaldığı odanın yanındadır, bir ses olsa idi duyardım. Sonra sabah erken saatlerde E. ben arkadaşımı götürüyorum diye seslendi, kapının aralığından mağdureyi de arkası dönük halde gördüm evden çıkıp gittiler. Bu arada mağdure hiç konuşmadı, normal bir şekilde evden ayrıldılar. Benim ve G.'lerin yattığı odaların kapısı açıktı, E.'la mağdurenin yattıkları odanın kapısı ise kapalıya yakın pozisyonda idi ancak tam kapalı değildi,
Tanık M. U. C. Savcılığında; Olay tarihinde Kayseri'den arkadaşım olan H.S. ile birlikte Ankara'ya onun arabası ile geldiğimizde gece yarısı olmuştu. Arkadaşımız olan E.'ı yalnız kaldığını bildiğimiz için telefonla aradık, o da davet etti. Gittiğimizde kendisi bizi karşıladı, içerde arkadaşı G.'in de uyumakta olduğunu söyledi, biz üçümüz sohbet etmeye başladık, bu sırada H. elbiseleri ile uyuyakaldı. Biz E.'la sohbet ederken birisi cep telefondan E.'ı aradı, konuşması bitince okuldan bir kız arkadaşının aradığını evine gelmek istediğini kendisinde onu davet ettiğini söyledi, saatini tam olarak hatırlamıyorum ancak 03.00 sıralarında kapı çalındı, bir bayan girdi, adının B. olduğunu söyledi. Daha önce hiç görmemiştim 5 dakika kadar sohbet ettikten sonra E. 'la birlikte E.'ın odasına geçtiler. Ben hava sıcak olduğu için uyuyamamıştım, bir buçuk saat sonra H.'da uyandı, lavaboya gittikten sonra yanıma geldi, birlikte oturmaya başladık. O sırada E.'la B.'da odadan çıktılar, E. bize B.'yu evine bırakacağını söyledi, B.'da bizlere Allahaısmarladık diyerek başka bir şey söylemeden evden çıktı. B.'nun durumu gayet normaldi. Ben odada oturduğum sırada E.'ın odasından herhangi bir bağırma, ağlama, kavga veya boğuşma sesi gibi bir ses duymadım. E.'la gittikten sonra H. ve ben yattık, zannediyorum saat 10.00 gibi uyandık, duruşmada;
biz oturup sohbet ederken H. oturduğu yerde uyudu, sonra kapı çalındı, B. geldi. Kapı ağzında 5-10 dakika kadar B., G. ben ve sanık sohbet ettik. Sonra B. ile sanık sanığın odasına geçtiler, ben pantolonumu E.'ın odasında unuttuğum için G., E.'a seslendi pantolonumu aldı. Sonra G.'de üstünü örtmek için E.'dan tekrar çarşaf istedi ve içeri odaya geçip yattı, ben de uykum kaçtığı için salonda oturdum , daha sonra H.'da uyandı, birlikte sohbet ediyorduk, bu sırada gün ağarmak üzere idi ki B. ile E. odadan çıktılar, E. 'B.'yu bırakıp geleceğim' dedi, biz de 'tamam' dedik, B.'da bize el salladı. B.'nun halinde bir anormallik yoktu, normal bir şekilde evden çıkıp gittiler. Gece boyunca ben herhangi bir yardım isteme ve bağırma sesi duymadım, bilgi m bundan ibarettir. B. eve geldiğinde gidene kadar hiç uyumamıştım, G., mağdure ile sanık odaya girdikten sonra tahminen yarım saat ya da 45 dakika sonra çarşaf istemişti, pantolon ise mağdure ile sanık odaya girdikten 15 dakika kadar sonra alınmıştı,
Tanık Hakkı Kaldırımcı duruşmada; Ben sanığı 5 yıldan beri tanırım. Katılan mağdureyi de 3 yıldan beri tanıyorum. Olaydan tahminen 8 ay öncesinden başlamak üzere her ikisinin fiilen birlikte yaşadığını gördüm. Yani katılan mağdure çoğunlukla sanığın kaldığı evde onunla birlikte idi. Hatta aynı yatak odasını paylaşıyorlardı. Aynı dolabı kullanıyorlardı. Bir seferinde ben yatak odasına girmek isterken katılan mağdur buna muhalefette bulundu benim iç çamaşırlarım var girme şeklinde uyardı ben de vazgeçtim. Bu fiili birlikleri olaydan bir süre öncesine kadar herhangi bir sorun olmadan devam etmişti. Ancak olaydan bir süre önce Mart ve Nisan ayları olması gerekir sanık başka kız arkadaş edinmiş, bundan dolayı B.'nun kıskanmaya başladığını beyan etti. Mağdure B. gerçekten kıskançlık davranışlarında bulunuyordu. Hatta başka kızla çıkıyormuş birde bana bunu açıklayıp söylüyor şeklinde sinirli tavırlar göstermişti. Son dönemlerinde fazlada görüşmedim halen onların birlikte yaşadıklarını biliyordum. Nihayet olayın olduğu iddia edilen tarihten hemen sonra C.K. ismindeki çevreden tanıdığım arkadaşım bana sanığın B.'yla zorla cinsel ilişkiye girmiş olduğunu B.'dan duyduğunu söyledi. Ben buna pek inanmadım çünkü yaşantıları bu ihtimali vermediği için durumu B.'ya da sordum. O da eğlenmeye gittiklerini daha sonrada bir grup arkadaşları ile birlikte sanığın kaldığı eve gittiklerini diğer arkadaşlarında evde kalanların olduğunu ve yine sanıkla öteden beri mevcut yatak odasında birlikte oldukları sırada sanığın kendi üzerindekileri çıkararak cinsel ilişki teklifinde bulunduğunu ancak buna olumsuz cevap verdiğini, ısrarı üzerine bari prezervatif getir dediğini ve bundan sonrada sanığın dışarı gidip prezervatif alıp geldiğini yani kapının dışına çıkıp evin içinde temin edip getirdiğini söyledi. Prezervatifin gündeme gelmesinin kurtulmaya matuf olduğunu fakat buna rağmen sanığın bunu temin ettiğini ve eliyle ağzını kapattığını ve zorla ırzına geçtiğini söyledi. Ben kendisine sanığın bu sırada dışarı çıkmasından istifade ederek bağırabileceğini veya fırsattan istifade kaçabileceğini söylediğimde cevapsız kaldı. Ben bütün bunların zorla olabileceğini inanmadığımı kendisine karşılık olarak söyledim. Bunun üzerine bana hitaben Allah kahretsin, hiç kimse inanmıyor dedi. B. bana olayın vukuu bulduğu sırada evde diğer odalarda 3 kişinin daha olduğunu, yani bunların E.'ın ve B.'nun tanıdığı arkadaşları olduğunu söyledi. Birisinin ismi G. olarak aklımda kalmıştı. Bu yüzden ki ben B.'ya söylediklerinin mantıklı olmadığını beyan etmiştim. Hatta B. kızlığının bozulduğundan bahsedince buna da inanmadım çünkü E.'la çok önceden beri karı-koca hayatı gibi bir yaşantıları vardı, ben daha önce kızlığını kaybetmiş olabileceğini düşünmüştüm, söylediklerinin ne derece gerçek olabileceğini bilemiyorum, ben sanıkla mağdurenin ilişkilerini iyi olduğu sıralarda zaman zaman mağdurenin ağzından sanığın penisi ile ilgili argo tanımlamaları dahi duymuştum, bir gün onu koparacağım hatta işe yaramasın dahi diyordu, zaman zaman E.'ın bornozunu da kullandığını da görmüştüm. Bant Kaydı sırasında ben de orada oturuyordum benim ilgim yoktu, bunu da sonradan öğrendim,
Tanık Ö.Ö. duruşmada; Olaydan sonraki Pazartesi günü sanığın ağabeyi S.E. ile Kayseri'den Ankara'ya geldik. Daha önce tanıdığımız için telefonu da bildiğimiz için mağdure B. ile de temas kurduk. Bu olayı görüşmek üzere mağdure, ben, S.E. ve bir de H.K.ve C.K. olduğu halde bir restoranın cafesine gittik. Sanık yoktu. Olayın B. tarafından anlatılmasını istedik. İleride delil mahiyetinde olması bakımından anlatılanları banta kaydettik çünkü ayrıntıları unutabilirdik, bu yüzden bunu yaptık. Hür iradesi ile bize ne söylediyse banta bunlar geçmiştir ve soruşturma savcısına intikal ettirdik. Ancak o ne söylemişse onlar geçmiştir. Bant kaydını yapan cihaz masanın üzerindeydi B.'da görüyordu fakat kaydının yapıldığı hususunda bilgisi olup olmadığını bilemem. Kendisini de bant kaydı yaptığını söylemedik aklımıza gelmedi,
Tanık S.E.Ö. duruşmada; Olayı müteakip Pazar günü tanık olarak dinlenen C. ile mağdure telefonla beni aradılar. B. telefonda bana sanık kardeşimin zorla cinsel ilişkiye girdi ğini ve hatta kızlık zarını diktirmek üzere doktorda olduğunu beyan etti. Ne yapalım şeklinde bilgimi almak istiyordu, ben de şu anda yapılacak bir şey yok ulaşmaya çalışacağım dedim. Daha sonrada Ö.Ö.'le birlikte ertesi günü Ankara'ya geldik. Sonra B. ile C.'i buldum, yanımızda H.K. da olduğu halde birlikte Ayrancı semtinde bir kebapçının cafe gibi bir bölümünde konuşmaya başladık. Bu arada B.'ya olayın nasıl olduğunu anlatması için söyledik. Çantanın içinde banda almak üzere cihaz vardı, açıkta değildi. B.'ya da söylediklerini kayda aldığımızı bildirmedik çünkü aksi halde konuşmayabilirdi. Delil elde edilebilmek maksadıyla söylediklerini kaydettik, tamamen Kendi hür iradesi ile söyledikleridir, bilahare de soruşturma savcısına intikal ettirdik, B.'ya şikayetinin geri alması hususunda tehdit veya baskı yapmadık daha sonra kendisi ile görüşmedik, Ailesine de bu hususta herhangi bir kimse göndermedik,
Tanık Z.C. duruşmada; Ben kardeşim sanıkla mağdurenin ilk defa 01.01.2005 tarihinde yılbaşında bize gelmeleri üzerine münasebetlerini öğrendim. O akşam biz teyzemlere gitmeyi düşünmüştük, oraya gittik, evde yalnız kalmışlardı, Bilahare döndüğümüzde E.'a seslendim yatak odasından çıktı, B.'da yatak odasındaydı. Bu durumu hoş karşılamadım ve kardeşime ikazda bulundum, tamam dedi. E. banyoya girdi duş aldıktan sonra bilahare ayrılıp gittiler. Daha sonra kardeşimin kaldığı eve gidiyordum bir seferinde masanın üzerinde bir paket gördüm, Ev temizliği yapan bayan bu nedir diye bana sordu ve B.'nun bıraktığını söyledi. Zaten belliydi prezervatif olduğu anlaşıyordu. Kim getirdi diye sorduğumda B. getirdi dedi, birkaç defada ben E.'ın evinin kapısında B. ile karşılaşmıştım,
Tanık S.T. duruşmada; Ben sanık E.'ın Kayseri'den bakıcısıyım, ara ara da Ankara'ya gelerek E.'ın bekar evini derler toplar ona yemek pişiririm. Bu gelişlerimde ayda veya 15 günde bir 5 gün kalırım, bu kalışlarımda nadiren E.'ın evinde yatarım. Genellikle sabah 07.30'da gelir akşam giderdim. Sabah geldiğimde mağdure B. ile E.'ı aynı yatak da yatarken görüyordum, ayrıca mağdure sık sık sanığın evine geliyordu. Hatta bir keresinde cep telefonundan sanığı arayıp bir sürü hakaret edip ben aşağıdayım gel beni al dedi. Bir kerede masanın üzerini temizlerken mağdurenin sanığa hitaben yazdığı niçin benle evlenmiyorsun ağabeyinden mi korkuyorsun şeklinde hakaretlerle dolu mektup gördüm. E.'ın annesini telefonla arayıp durumu bildirdim. Mağdure E.'ın evinde banyo yapıyordu ve E.'ın bornozunu da giyiyordu. Bir keresinde de mağdure çantasından bir şey çıkarıp E.'ın komedinin başına koydu ne olduğunu çok merak ettim, E.'ın doktor ablasına sordum, o da bana onun prezervatif olduğunu söyledi,
Şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Sanık O.E.Ö. C. Savcılığında; Şikayetçi B. A. benim okuldan arkadaşımdır. Yaklaşık 8 ay kadar önce kendisiyle tanıştım. İkimizde Başkent Üniversitesinde Hazırlık Bölümünde okuyoruz. Zamanla arkadaşlığımız gönül ilişkisine döndü. Hatta annesine benden bahsetmiş. Ancak ailesiyle yüz yüze görüşmemiz olmadı. Sadece bir defa babasıyla karşılaştık selamlaşmıştık. Ama devamlı bir şekilde telefonla B.'yu aradığım zaman annesiyle görüşüyordum. Annesi bana bazen telefonda C. isimli arkadaşının B.'yu geceleri sokağa çıkardığını bu nedenle benim B.'yu bu kişiden uzaklaştırmamı bile istemişti. Ben de yardımcı olacağımı belirtmiştim. Bu şekilde arkadaşlığımız sürerken ben kendisinden birkaç defa ayrılmak istedim ama kendisi kabul etmedi hırçınlık yaptı. Bir seferinde evimdeki eşyaları kırdı. Kendisi haftanın yaklaşık 5 günü evime geliyordu. Bu da genelde akşam okul çıkışlarında oluyordu. Haftada bir gece de bende kalıyordu. Olay gününden bir gün önce de Keçiören'de bir arkadaşımızla buluştuk. Orada oturduk, daha sonra ben evimde misafirlerim olduğundan dolayı evime geçtim. Kendisi ise o gün akşam arkadaşlarıyla bir eğlence yerine gitmiş. Gece yarısından sonra beni 2-3 defa cep telefonumdan aradı. Bana uğrayacağını söyledi. Beraber olduğu arkadaşlardan bir kısmı Ümitköy tarafında oturduğu için onların kendisini bırakacağını söyledi. Saat 3.00 sıralarında tek başına geldi. Bu sırada evde bulanan H. S. isimli Kayseri'den yanıma gelen kişi içerde uyuyordu. M. U. ile G. İsimli arkadaşlarım da oturuyorlardı. B. da gelince bir süre oturduk. 10 dakika sonra biz B.'yla içeri odaya geçtik. Burada bana geldiği yerde çok içki içtiğini ve yüklü de bir hesap ödediğini söyledi. Sonra sohbet ederken sevişmeye başladık ve kendisiyle cinsel ilişkide bulundum. Cinsel ilişkide bulunurken prezervatif kullanmıştım ilişki sırasında B.'dan kan gelmedi. Çünkü daha önce de defa kendisiyle cinsel ilişkide bulunmuştum ve hiçbirinde de kan gelmemişti. İlişkiden sonra sohbet ederken B. daha önce de bana küfürlü konuşmaya başladı işin içine annemi katınca sinirlendim. Kollarından sıkıca tutup kendisini silkeledim. Küfür etmeye devam edince ağzını elimle kapatarak konuşmaması için sıktım, kendisi ağlamaya başladı. Bunun üzerine ben kendisini odada bırakarak dışarıya çıktım. Arkadaşlarımdan G.'in uyumadığını fark ettim. Diğer arkadaşlarım uyuyordu. B. öyle bağıra bağıra ağlamamıştı sadece gözlerinden yaş gelmişti. Bir hususu yukarıda söylemedim. Kendisiyle daha önceden ilişki kurduğumuz için prezervatifi ilişki kurmadan önce almamı kendisi söylemişti. Daha sonra ben odaya geri döndüm. Kendisini alıp arabamla yola çıktık. Evlerinin önüne geldiğimiz zaman eve gitmek istemediğini söyleyerek telefonla E. isimli kız arkadaşını aradı. Bahçelievler 7. Caddede buluşmak üzere anlaştılar. Ben de kendisini Bahçelievler 7. Caddeye götürdüm. Orada beklerken bir araba geldi, o arabaya geçti ve gittiler. Ben de eve döndüm. Ben morali bozuk olduğu için arkadaşı E.'ya ilgilenmeleri için mesaj attım. E. da bana kafama takmamamı sonra meseleyi görüşüp halledeceklerini söyledi. Ben de B.'nun başka bir erkeğin arabasına binip gittiği için bir daha beni aramaması konusunda mesaj çektim. O da bana karşılık olarak sen dünyada gördüğüm en şerefsiz en adi insansın gibi kelimelerle mesaj çekti. Daha sonra da C. isimli arkadaşı bana görüşelim diye ve de B.'yu doktora götürelim para lazım diye mesajlar çekmişti. Ancak ben kabul etmedim hatta ağabeyimi de aramışlar. Keçiören'de olaydan bir gün önce E. isimli kızın evinde B.'ya birbirimizi öperken yanağındaki morluğu ben meydana getirdim. Buna E. ve G. şahittirler. Hatta dudaklarındaki şişlikler ve morluklar da o sırada meydana gelmişti. Bunlar dinlenirse gerçek daha da ortaya çıkar. Kendisinin rızasıyla ilişkiye girdim. Yaklaşık 3 aydan beri kendisiyle 3 defa ilişkiye girdim, sorguda; Mağdure ile arkadaşlığımızın devamı içinde kendi isteği ile birkaç sefer münasebette de bulunduk ancak zorla yapmış değilim. Kızlığını da zorla bozmadım tamamen kendi isteği ile münasebette bulunduk. Tamamen rıza ile olmuş bir olaydır, kesinlikle zorla ırza geçme, kızlık bozma söz konusu değildir. Mağdure ile daha evvel de münasebette bulunmuştum. Neden taze yırtık diye yazıldığını bilmiyorum. Mağduredeki ekimozlar ise münasebette bulunduktan sonra aramızda başka bir nedenle tartışma çıkmıştı o münakaşa sırasında olmuş olabilir. Kızlık bozma ile ilgili değildir, duruşmada; Benim ailem Kayseri'de oturduğu için burada okumam için ev tutmuştum, mağdure de sık sık benim evime geliyordu ve birlikte sevişiyorduk, ancak sevişme sırasında tam bir cinsel ilişkiye girmiyorduk, buna rağmen mağdurenin hamile kalmaması için ben prezervatif de kullanıyordum. Hatta bir keresinde B. biraz ileriye gittin kızlık zarım bozulmuş olabilir diye de söylemişti. Bu sevişmelerimiz sırasında sevişme nedeniyle mağdure de bazı morluklar ve kızarıklıklarda oluyordu, hatta benimde elimde yüzümde Çizikler ve morluklar olabiliyordu. 19 Ağustos günü yine mağdure ile birlikte E.'nın evine gittik ve o gece orada birlikte kaldık, aynı odada ve yatakta yattık ve yine seviştik. Ertesi günü ise mağdurebu sefer benim evime geldi, yine tam cinsel birleşme olmadan ileri dereceye varan sevişme yaşadık ve o gecenin sabahı mağdure beni şikayet etmiş, ben mağdure ile zorla ilişkide bulunmuş değilim, kendi rızası ile seviştik. Bu son sevişmemizin olduğu gece de mağdure ile birlikte evde G., H. ve M. de vardı, onlar başka odadaydılar. Ben prezervatif takıp mağdure ile sevişirken mağdure canım yandı deyince ben de yine mi kızlığın bozuldu dedim, sen benimle alay mı ediyorsun diyerek bana hakaret etti, bende sinirlendim mağdureyi silkeledim, biraz ağladı. Sonra G. üstünü örtecek bir şey arıyormuş, ben de bizim altımızdaki çarşafı verdim. Çarşafta herhangi bir kan görmedim. Mağdure acıyor dediğinde ben hemen kendimi geri çekmiştim, bu sırada kızlığının bozulup bozulmadığını bilmiyorum. Mağdurenin doktor raporunda belirtilen morlukların bir gün önceki E.'nın evinde kaldığımız gece oluştu hatta sabah da arkadaşlar mağdure deki bu morlukları görmüştü. Bendeki morluk ve çiziklerde aynı gece olmuştu. Kapının girişinin yanındaki odada çarşafın bulunduğu, bu odada ise G. yattı, olay da ebeveyn lavabosu olan odada meydana geldi biçiminde savunmada bulunmuştur.
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde;
Başkent Üniversitesinde birlikte okuyan sanık ile katılan arasında duygusal bir yakınlaşmanın yaşandığı, zaman zaman katılanın sanığın bekar olarak yaşadığı evinde kaldığı, bu süre içinde sanık ile katılan arasında cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel yakınlaşmaların olduğu, olay gecesi de arkadaşları ile bir barda eğlenen Katılanın saat 03.00 sıralarında kendi isteği ile sanığın evine geldiği, sanığın evinde bu sırada tanıklar M. U., H. S. ve T. G. D.'in de misafir olarak bulunduğu, sanığın yatak odasında sanık ile katılanın cinsel ilişki kurduğu ve bu ilişki nedeniyle katılanın kızlığının bozulduğu hususları dosya içeriği ile sabittir, Olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan ile kurduğu ilişkinin rızaen mi yoksa zorla mı olduğunun belirlenmesine ilişkindir.
Olay gecesi katılanın saat 03.00 sıralarında kendiliğinden sanığın bekar olarak kaldığı eve gelmesi, olay öncesinde de cinsel ilişki boyutuna varmayan yakınlaşmalarının olmasi gibi olguların varlığının cinselilişkinin de rızaya dayalı olduğuna delalet etmeyeceği, başka bir anlatımla, suç tarihinde yirmi yaşını tamamlamış bir üniversite öğrencisi olan katılanın, sanıkla aralarında devam eden duygusal yakınlaşma sırasında sevişme boyutuna ulaşan cinsel yakınlaşmaya gösterdiği rızanın, cinsel ilişki kurulmasını da kapsadığını kabule olanak bulunmamaktadır.
Diğer taraftan olaydan sonraki gün alınan rapordaki; hymen de saat kadranına göre 4 hizasında kaideye kadar inen taze bir yırtığın bulunduğu, hymen etrafında hiperemik alan ve hassasiyet mevcut olduğu, sağ yanakta 2 cm çapında ekimoz, sol yanakta hassasiyet, sağ kol içyüzde, sol kol içyüzde 1-2 cm çapında ekimoz, boynun ön tarafında subjektif ağrı ve sanığın evinde yapılan aramada elde edilen olay sırasında sanık ve katılanın yattığı yatakta serili olduğu anlaşılan çarşaftaki kan lekesinin DNA profili ile katılandan alınan kan örneğinin DNA profilinin birbiriyle uyumlu olması, olaydan hemen sonra katılanla uzun süre beraber olan ve katılanın içinde bulunduğu durumu yakından gözlemleme olanağına sahip bulunan tanıklar C. ile E.'nın anlatımları, katılanın beyanlarını, dolayısıyla ırza geçmenin zorla olduğunu doğrulamakta, buna karşın aşamalarda esaslı değişiklikler gösteren ve dosyadaki kanıtlarla da örtüşmeyen sanığın savunmalarını çürütmektedir.
Bu nedenle, sanığın suç tarihinde katılanın zorla ırzına geçerek kızlığını bozduğunun sübuta erdiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, sanığın beraatına hükmeden yerel mahkeme direnme kararında isabet bulunmadığından bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Yedi Genel Kurul Üyesi; olay tarihinde gece 03.00 sıralarında katılanın kendi isteğiyle sanığın evine gitmesi, sonrasında yine kendi rızasıyla sanıkla birlikte yatak odasına geçmesi, evde bulunan tanıklar H., M. ve Tufan G.'in herhangi bir bağırma veya yardım isteme sesi duymamış olmaları, katılanın sanığa direndiğine ilişkin somut kanıtın olmaması , sanık ve katılanın olay öncesindeki ilişkilerinin boyutu ve tüm dosya içeriği Karşısında sanığın katılanın ırzına zorla geçtiği hususu kuşku boyutunda kaldığından yerel mahkemenin direnme hükmü nün onanması gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle;
1- Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.05.2009 gün ve 212-166 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.11.2010 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme uygun olarak oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)