ÖZET: Mahkemece, boşanmada taraflar eşit oranda kusurlu kabul edilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşılık davacı (koca)'nın evlilik birliğine dair görevlerini yerine getirmediği ve uzun zamandır bir başka kadınla ilişkisinin olduğu, bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davacı-karşılık davalı (kadın)'ın ise, kocasına hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşılık davacının daha fazla, davacı-karşılık davalının ise kocaya oranla daha az kusurlu kabul edilmesi, buna bağlı olarak da kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, tarafların eşit kusurlu kabul edilerek davacı-karşılık davalının tazminat isteklerinin reddedilmesi doğru bulunmamıştır.
(4721 S. K. m. 174, 182)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm davacı-karşılık davalı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden, davalı-karşılık davacı (koca) tarafından da; yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği düşünüldü:
Karar: 1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2) Mahkemece, boşanmada taraflar eşit oranda kusurlu kabul edilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşılık davacı (koca)'nın evlilik birliğine dair görevlerini yerine getirmediği ve uzun zamandır bir başka kadınla ilişkisinin olduğu, bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davacı-karşılık davalı (kadın)'ın ise, kocasına hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre, evlilikbirliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşılık davacının daha fazla, davacı-karşılık davalının ise kocaya oranla daha az kusurlu kabul edilmesi, buna bağlı olarak da kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, tarafların eşit kusurlu kabul edilerek davacı-karşılık davalının tazminat isteklerinin reddedilmesi doğru bulunmamıştır.
3) Müşterek çocuklardan Şefika, 15.6.1991 doğumlu olup, karardan önce ergin olmuş ve ana ve babanın velayetine tabi olmaktan çıkmıştır. Bu husus gözetilmeden bu çocuğun velayetinin düzenlenmesi ve bu çocuk için anne yararına iştirak nafakası takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte açıklanan sebeple kusur tespiti, maddi ve manevi tazminat yönünden davacı-karşılık davalı yararına, 3. bentte gösterilen sebeple davalı-karşılık davacı yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında temyize konu bölümlerinin yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıranlara iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Eşlerden birinin sadakatsiz davranış içinde olması diğer eşe ona mütemadiyen hakaret etme ve aşağılama hakkı vermez.
Bir insanın mütemadiyen hakarete uğraması ve aşağılanması durumunda onurunun sadakatsizliğe uğrayan eşe nazaran daha az zedelendiği kabul edilemez. Aksi düşünce sadakatsiz eşe sürekli hakaret edip aşağılayan eşe ödül olarak manevi ve maddi tazminat verilmeyi de gerektirir ki bu yöntem diğer eşe hakaret etme ve aşağılama ruhsatı sonucunu doğurabileceği için bu anlayışa katılabilme olanağımız bulunmamaktadır.
Eşler eşit kusurludur. (¤¤)