Aşçı olan işçinin yemek saatleri dışında kendisinin sorumlu olduğu depodan aldığı yemek malzemeleri ile çalışma düzenini de etkileyecek şekilde “mangal yapması” iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi sebebidir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 23.09.2014, E.2014/10156, K.2014/17837
T.C YARGITAY 7.Hukuk Dairesi Esas: 2014/ 10156 Karar: 2014 / 17837 Karar Tarihi: 23.09.2014
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığını, ödenmeyen fazla mesai ve fark ücretlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Birleşen dava ile de, iş sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile kıdem ve ihbar tazminatı ile fark ücret talebinin tahsilini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davaların kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 01.04.2013 tarihli ilamı ile özetle, “...Mahkemece aşçı olan davacının yemek saatleri dışında kendisinin sorumlu olduğu depodan yemek malzemeleri ile çalışma düzenini de etkileyecek şekilde mangal yapması nedeniyle doğruluk ve bağlılığa uymayan eyleminden dolayı sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı dikkate alınmadan kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi hatalıdır.Ayrıca davacı hakkında 24.06.2009 tarihli ... tarafından saat 18:00 a kadar çalışması gerekirken saat 16:00 da işyerini servise binerek terkettiğine dair tutanak tutulmuştur. Diğer yandan davacının 28.07.2009 tarihinde noterden davalı işverene gönderdiği ihtarnamenin 3.maddesinde normal şartlarda 8 saat çalışması gerekirken 12 saat çalıştırıldıklarını ve 6-7 ayda ise günde 10 saat çalıştırılmalarına rağmen fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini belirttiği görülmüştür. Davacının kendi ihtarnamesi ile de kabul ettiği 7 aylık dönemde günde 10 saat çalıştığı kabul edilerek gerekli ara dinlenme süreleri de düşülerek fazla çalışma süresinin değerlendirilmesi gerekirken tüm çalışma süresince günde 12 saat çalıştığının kabulü üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olması isabetsiz olmuştur.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, ek hesap raporu aldıktan sonra asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar vermiştir.
Davacı vekilinin birleşen davada toplam talebi ıslah dahil kıdem tazminatı olarak 12.833,70TL, ihbar tazminatı olarak 4355,68TL ve fark ücret olarak 10,00 TL olmak üzere 17.199,38 TL'dır. Birleşen davanın tamamen reddi nedeni ile karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre davalı lehine hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti 2063,93TL; asıl davada talep toplam 29.092,88TL olup hüküm altına alınan 26.012,36 TL'sının mahsubu halinde reddedilen miktar hakkaniyet indirimi hariç 3080,52 TL üzerinden takdir edilmesi gereken vekalet ücreti ise 1500,00 TL olmalı iken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki, bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, HMK'nun 370/2.maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının;
“Asıl dava yönünden” bölümündeki “reddedilen miktar üzerinden “ sözcükleri ile başlayan bendinin tümü ile hükümden çıkarılarak yerine,
“Ret edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre hesaplanan 1500,00 TL TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine” ;
“Birleşen dava yönünden” bölümündeki “reddedilen miktar üzerinden “ sözcükleri ile başlayan bendinin tümü ile hükümden çıkarılarak yerine,
“Ret edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre hesaplanan 2063,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hüküm düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.