Sanığın, yargılama kapsamında işlediğini iddia edilen suç, sanık aleyhine tek başına kaçma şüphesi olarak yorumlanamaz.(AIHM, Yağcı / Sargın vs Türkiye, Başvuru No: 6/1994/453/533-534, T:08.06.1995)

Kaçma şüphesi her somut olayda ayrı ayrı ve olayın kendi özellikleri, şüpheli ve sanığın özellikleri, karakteri, hayat şartları dikkate alınarak özenle değerlendirilmeli ve bu karar somut olaylara dayanmalıdır. (AİHM, Stöügmüller/Avusturya 10.11.1969, 1602/62)

• Tutuklama nedenlerinin soyut ve basmakalıp şekilde kararda yazılması yeterli olmayıp (Cahit DEMİREL v.Turkey), kaçma şüphesi açısından şüphelinin kişiliği, aile bağları, mesleği, mal varlığı, bulunduğu ülke ile bağları ve soruşturma sürecinde ortaya koyduğu davranışlar gibi kriterler dikkate alı

Makul şüphenin varlığı, elde edilen deliller, somut olayın kendine özgü koşulları da dikkate alındığında, olaylara dışarıdan bakan ve tamamen objektif bir gözlemciyi ikna edecek yeterlilikte olmalıdır. Toplanan deliller objektif bir gözlemciye sunulduğunda, şüpheli ya da sanığın atılı suçu işlemiş

Kaçma şüphesi her somut olayda ayrı ayrı ve olayın kendi özellikleri, şüpheli veya sanığın özellikleri, karakteri, hayat şartları dikkate alınarak özenle değerlendirilmeli ve bu karar somut olgulara dayanılmalıdır. (AIHM, Stögmüller/Avusturya 10.11.1969,1602/62)

• • Mahkeme, Sözleşme'nin 5. maddesinin 2. fıkrasının temel bir güvence sunduğunu hatırlatmaktadır: Yakalanan her kişi, yakalanma nedenleri hakkında bilgilendirilmelidir. Bu hüküm, böyle bir kişinin, Sözleşme'nin 5. maddesinin 4. fıkrası uyarınca mahkeme huzurunda özgürlüğünden yoksun bırakılmas

“Bununla beraber, zaman geçtikçe başlangıçtaki mahkûmiyet hükmü ile sonraki hürriyetten mahrum bırakmalar arasındaki bağlantı giderek zayıflar. (a) bendinde aranan nedensel bağ, bir salıvermeme veya yeniden tutuklama kararının (mahkeme tarafından verilen) baştaki kararın amaçlarına uygun olmayan ge