Sözleşmenin 2 § 1 maddesinin ilk cümlesi, Devlete kasıtlı ve hukuka aykırı öldürmeden sakınmanın yanı sıra kendi yetki alanında bulunan kişilerin yaşamlarının korunmasına ilişkin uygun tedbirleri alma yükümlülüğü getirmektedir (bk. L.C.B. / Birleşik Krallık, 9 Haziran 1998, § 36, Karar ve Hüküm Derlemeleri 1998-III).
Bu bağlamda Devlet'in yükümlülüğü, kişiye karşı ihlallerin yapılmasını engelleyici somut ceza yasalarını çıkararak ve ihlallerin öngörülmesi, önlenmesi ve cezalandırılması için oluşturulan uygulama mekanizmasına dayanarak yaşam hakkının korunması temel görevini yerine getirmeyi gerektirmektedir. Bu hüküm ayrıca, belirli bazı koşullarda Devletlerin, başkasının suç unsuru teşkil eden tutumları nedeniyle yaşamı tehdit altında olan kişinin korunması için önceden uygulama tedbirlerini alma konusundaki pozitif yükümlülüğünü kapsamaktadır (bk. Osman / Birleşik Krallık, 28 Ekim 1998, § 115, Derlemeler 1998-VIII).
Mahkeme, Sözleşme'nin 2. maddesi ile korunan yaşam hakkı alanında, bu hükmün ilk cümlesinin devletlere kendi yargı yetkisi altında bulunan kişilerin hayatını korumaya yönelik gereken tedbirleri alma yönünde pozitif yükümlülük yüklediği kanısına varmıştır (L.C.B./Birleşik Krallık, 9 Haziran 1998, § 36, Karar ve hükümlerin derlemesi 1998-III, ve Calvelli ve Ciglio/İtalya [BD], No. 32967/96, § 48, AİHM 2002-I). Bu yükümlülüğün, yaşam hakkını söz konusu edebilecek nitelikte, kamuya özgü olan ya da olmayan her türlü faaliyet bağlamında geçerli olduğu şeklinde yorumlanması gerekmektedir (Öneryıldız/Türkiye [BD], No. 48939/99, § 106, AİHM 2004-XII).
Yaşam hakkının ihlaline kasten sebebiyet verilmemesi halinde, etkili bir yargısal sistem oluşturma yönündeki pozitif yükümlülük mutlaka cezai yargı yolunu gerektirmemektedir. Aynı yükümlülük söz konusu hukuk sisteminin ilgili kişilerin sorumluluklarının tespit edilmesini ve gerektiği takdirde tazminat ödenmesi gibi uygun her türlü hukuki yaptırımın uygulanmasını sağlamak amacıyla ilgililere, yalnızca hukuk mahkemeleri ya da bu mahkemelerle birlikte ceza mahkemeleri önünde bir başvuru yolu sunması halinde de yerine getirilebilmektedir (Yukarıda anılan Calvelli ve Ciglio kararı, § 51, ve Šilih/Slovenya [BD], No. 71463/01, § 194, 9 Nisan 2009).
Mahkeme böylelikle, söz konusu sorumlulukların tespitine ve mağdurlara tazminat ödenmesine olanak sağlayan hukuk yollarının oluşturulmasının, ilke olarak, sağlık sistemi çerçevesinde yapılan ihmalkârlıklar (yukarıda anılan Calvelli ve Ciglio kararı, §§ 53-54, Vo/Fransa [BD], No. 53924/00, § 87, AİHM 2004-VIII, ve Dodov/Bulgaristan, No. 59548/00, § 87, 17 Ocak 2008), araba kazası (yukarıda anılan Anna Todorova kararı, §§73-74), kaza sonucu düşme (yukarıda anılan Kudra kararı, §§ 91 ve 95) veya nesnelerin düşmesi (yukarıda anılan Koceski kararı, § 25, ve Demir/Türkiye (kabul edilebilirlik hakkında karar), No. 34885/06, § 72, 13 Kasım 2012) nedeniyle ölümün meydana gelmesi durumunda, Sözleşme'nin 2. maddesi bakımından devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmek için yeterli olabileceği kanaatine varmıştır. Aynı şekilde, ihmalkârlık sebebiyle ölümün meydana geldiği bazı durumlarda, Mahkeme, idari prosedürün uygulanmasının, makamların Sözleşme'nin 2. maddesi kapsamındaki pozitif yükümlülüklerini yerine getirmek için yeterli olduğu kanısına varmıştır (Murillo Saldias ve diğerleri/İspanya (kabul edilebilirlik hakkında karar), No. 76973/01, 28 Kasım 2006).
top of page
Bu özelliği test etmek için sitenizi ziyaret edin.
Adil Yargı
04 Şub 2019
Son düzenlendiği zaman: 04 Şub 2019
Yaşama hakkı devletin yükümlülükleri
Yaşama hakkı devletin yükümlülükleri
0 yorum
Beğen
Yorumlar
bottom of page